19 Aralık 2015 Cumartesi

Doğum Hikayem... O Bir Mucize...


Selamlar,

  Tabir-i caizse 9 ay 10 günlük heyecanlı bekleyişin sonuna yaklaşmıştık. Her ne kadar benim hamilelik sürecim 38 haftada sonlansa da o tabirden şaşmamak lazım :) Hani hep derler ya bunlar tatlı telaşlar diye, gerçekten de öyleymiş, insan yaşayınca anlıyor. Hele ki sona yaklaştıkça insanı saran o heyecan ve bir o kadar da korkunun tarifi yok... 

  Bir önceki blog yazımda da bahsettiğim gibi 12Ekim pazartesi gününe sezaryen tarihimizi almıştık. Ve o gün gelip çattığında (şu an yazarken bile bir heyecanlandım) tarif edilmez bir duygu patlaması yaşıyordum. Bir an önce her şey bitse de oğlumuza kavuşsak, hani o ameliyat anını falan atlasak olmaz mıydı.... Korkunun ecele faydası yok, hastane yolunu tutmuştuk. 8.30'da ilk sezaryen vakası bendim ancak verilen bir ilacın etkisini beklememiz gerekti ve 2.sırada beni almaya karar verdiler. Odamıza geçtik ve ebeler tarafından ameliyata hazırlandıktan sonra beklemeye başladık. Çok sürmeden beni ameliyathaneye götürmeye geldiler. İşte o an artık kendimi tutamadım. Çünkü insanın özellikle de anne adayının o an aklına her şey gelebiliyor. Ya ameliyatta bebeğime bir şey olursa, ya onu göremeden bir kere olsun ona dokunamadan bana bir şey olursa... İşte kafamda bu deli sorularla koridorda ilerlerken ne eşimin yüzüne ne de annemin yüzüne bakabildim. Onlarla göz göze gelmem yeterdi ki öylede oldu. Daha fazla dayanamayıp ameliyathanenin kapısında başladım ağlamaya. Engel olamıyordum aslında çok direnmiştim ağlamamak ve güçlü görünmek için ama yapamadım. Annem de oraya kadar dayanmıştı ama orası hepimiz için kopma noktasıydı. Hala o ameliyathane kapısından içeri girdikten sonra eşimin kapı kapanıncaya kadarki bakışı gözlerim önünde. Güçlü ol, ben buradayım dercesine.... Şimdi böyle bunları yazınca tekrar bir duygusallaştım,en iyisi bu bölümü daha fazla uzatmadan geçeyim :) 




  Ameliyathane malumunuz deli gibi soğuk. Hatta içerideki personel bildiğiniz eskimolar misali giyinmiş :)) Ben de incecik ameliyat önlüğüyle... Dondum hem de ne dondum, masaya aldılar beni ve ben başladım titremeye. Ne olur hemen uyutun beni diye yalvaracak durumdayım, ameliyat korkusu falan pehhh kalmadı :) Şükür ki çok sürmeden anestezi uzmanı geldi. Doktor beyin elinde bir şırınga ilacı alıp damarımdan içeri verişini hatırlıyorum en son ve haa bide "ben gidiyorum" diyerek etrafımda yıldızlar eşliğinde uykuya daldığımı :) 

  Tabi bana herşey jet hızıyla geçti :) Gözümü açıp kapamışım bir baktım uyandırma odasındayım :) Ameliyathaneden çıktık ve eşim oracıkta beni bıraktığı yerde bekliyordu, söz verdiği gibi... Annemler oğlumun yanına gitmişler ama eşim beni bırakıp gitmemiş, beni bekleyeceğini söylemiş onlara... Onu orada görmek ayrı bir güven,ayrı bir mutluluktu benim için. Ona ilk sorduğum şey bebeğimiz nasıl olmuştu. "İyi" dedi "gayet iyi aşağı götürdüler, annemler yanında".. İşte bu kelimeleri duymak varya ömre bedel. Rahatlamıştım çok şükür, birde göreyim onu o tamamdır :) 

   Ben odaya geldiğimde bebeğimi daha getirmemişlerdi. Çocuk doktorunun dediğine göre biraz yorgun doğmuş. O yüzden hava vermek için bir süre bebek odasında kaldı. Ben o sürede kendime gelmeye çalıştım ama bu gerçekten kolay olmuyor. Genel anestezi oldum ben ve o anestezinin etkisi saatlerce sürüyor. Allahım'a çok şükür 2 saat içinde kendime gelebildim. İşte o 2 saatlik süreç biraz garip geçiyor. Uykuyla uyanıklık arası, acıları yavaş yavaş hissetmeye başlıyorsun. Uyuşukluk geçtikçe ameliyat yerim kendini belli etmeye başladı. İşte sezaryenin en kötü yanlarından biri ; normal doğumda önce acı çekilip çocuk doğduğu an her şey biter ama sezaryen de asıl olay sonrasında başlıyor. Yani açıkcası o sancıları çekmemek için bıçak altına yatmamak lazım bence.Tecrübesi olan biri olarak asla önermem. Normal olsun çok istedim ama nasip olmadı, eğer sizin böyle bir imkanınız varsa normal yapın derim. Ha burdan kamu spotunun da vermiş olayım :) 

  Velhasılı biz odada ailecenek beklemeye başladık, bana çektikleri fotoğraflardan bebeğimi gösteriyorlar ama ben hala şaşı beş gördüğüm için pek etkili olmadı :)  "ee hadi bebeğimi getirin artık"... derken işte o an , paşamız kapıda göründü. Hemşire hanım getirip yanıma koydu oğlumu. Uyuşuk halimle ona bakmaya çalıştım, "kime benziyodu acaba, ha evet kesin ben :) ". İlk verdiğim tepki "yüzü çok yumuşak" oldu... Tarif edilemez bir duygu, 38 hafta karnımda taşımıştım, nasıl olduğunu kime benzediğini deli gibi merak etmiştim. Ve şimdi yanımdaydı. Rabbim'in bize bir lütfuydu. O kadar güzeldi ki... Bembeyaz,ak pak...Tertemiz, masum ve günahsız.... Çok şükür... 

  3400gram doğmuş oğluşum :) Nedense gözüme küçücük görünüyordu. Sesi bile zor çıkıyordu, ağlamakta zorlanıyordu resmen, doktorun dediği gibi yorgundu belli. Zor tabi uzun bir yoldan geldi. İyiki geldi... 

  Onu kucağıma alınca dedim artık o korkular bitti, bak yanında evladın (Rabbim isteyen herkese evlat duygusunu tattırsın)... Bundan sonraki süreçte o hep yanımda olucaktı inşaAllah... 

  Hoşgeldin oğlum...Hoşgeldin Yusuf Hamza'm...




 Kendinize iyi bakın... 
Tuba  



İnstagram hesabım :  https://instagram.com/tubiiik

         

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuzu buraya bırakabilirsiniz :)