5 Kasım 2016 Cumartesi

Annelere Sesleniş - Uyku Eğitimi de Neymiş !!!


Annelerin doğum sonrasında en muzdarip olduğu ve adeta ömür billah bu problemle savaşacaklarını düşünüp karalar bağladığı, bu sebepten ötürü de zombi misali dolaşmalarına neden olan sıkıntıdır kendileri. Tabi eğer kontrol altına alınmazsa. 

Bildiğiniz üzere birkaç uyku yöntemi var bu problemi düzeltmek adına oluşturulan. Bu yazımda yöntemlerden bahsetmeyeceğim. Eminim ki siz zaten otuz altı bin beş yüz defa farklı kaynaklardan ya da bloglardan okumuşsunuzdur. Benim burada bahsetmek istediğim ise uyku eğitimi sırasında -tecrübe edip başarıya ulaşan bir anne olarak- neler yaptığım. 

Yusuf Hamza neredeyse 7.ayına kadar biraz sıkıntılı bir bebeklik geçirdi. Yani kastetmek istediğim gaz ve yer değişikliği, onun haricinde bir şeyimiz yoktu çok şükür. Velhasılı bu sebeplerden ötürü uyku eğitimi veremedim. Çünkü bu tarz eğitimleri verirken uygun ortamı ve zamanı ayarlamalısınız. Uygun bir ortamım olmadığı için 11.ayına kadar beklemek zorunda kaldım. Siz siz olun benim kadar geçe bırakmayın, verebildiğiniz en erken zamanda verin (uzmanlar 4.aydan sonra verilebileceğini söylüyorlar)... 

11.aylık olduğunda baktım uygun ortam oluştu, dedim Tuba şimdi verdin verdin yoksa çok zorlaşacak. Ve böylece serüvenimiz başlamış oldu...

İlk önce yönteme karar vermem lazımdı. Ağlatma yöntemini deneyeyim dedim hatta dener gibi yaptım, yok asla vicdanım el vermedi, dayanamadım bıraktım. Sonra kontrollü ağlatayım dedim. Onu da birinci denemede eledim gitti. Çünkü çocuğum orada öyle ağlarken ben hiçbir şey yapmadan bekleyemedim. İşte klasik Türk annesi diyorsunuz, biliyorum. Öyle evet inkar edemem aksine böyle iyiyim ben :)

Baştan 2 yöntemi elemiştim bile. Ne kalmıştı ki geriye ; yatır kaldır ve uyutmadan uyandır. İkisi de aklıma yatmıştı ama nedense eksik bir şey vardı tek başlarına uygulandıklarında. Sevdiğim ve bilgisine güvendiğim bir ablam bana bu konuyla ilgili "oku araştır ama iç güdülerine ve bebeğine güven" demişti. Ben de öyle yaptım işte... Çocuğumu tanıyorum, ona ve bize hangisi daha uygun biliyorum. Sonuçta uzman kişiler araştırmalarını yapmış halka sunmuş dimi. Bize de kendimize göre ayarlayıp uygulamak düşüyor. 

İşte bu aydınlanmadan sonra uyutmadan uyandır metoduyla yatır-kaldırı birleştirip ( kendime ve oğluma uygun olduğunu düşündüğüm için ) o uyuyasıya kadar da odasından ayrılmamaya karar verdim. İlk başlarda zorladı tabi. Yusuf Hamza emerek uyumaya alışıktı. O yüzden akşam rutininden sonra ( duş, pijama... ) emziriyordum ama asla uykuya dalmasına izin vermiyordum. İyice mayışınca yatağına yatırıyordum. Bu seferde devreye yatır-kaldır giriyordu. O kısmı biraz zahmetliydi işte. Belki 100 defa yatırıp kaldırmışızdır. Bir süre sonra yorgunluktan pes ediyor ve uyuyordu. Bir iki hafta böyle sürdü. Daha sonrasında alışmaya başladı bu rutine. Kademeli olarak yatır-kaldır metodunu bırakmaya başladık ve yaklaşık 3 haftada kendi kendine uyumaya alıştı, çok şükür. 

Şu an uyku vakti geldiğinde akşam rutinini tamamlayıp odasına gidiyoruz beraber. Karyolasının karşısında bir berjer var, bizi rahatlıkla görebiliyor. Dalana kadar odasından çıkmadan eşim ya da ben oturuyoruz orada. Ama konuşmuyoruz sadece yatakta ayağa kalkmaya başlarsa 'hadi yat oğlum' diye uyarıyoruz. Yaklaşık 20 dakika içerisinde de uykuya dalıyor. Hatta kendi kendine uyuduğu için derin bir uykuya dalıyor, sesten ya da onun yattığı pozisyonu değiştirip üstünü örtmemden falan uyanmıyor :) Gece uyanmıyor, bazen sabaha doğru 5gibi uyanıyor. Yanıma alıp emziriyorum öylece beraber 7-8'e kadar bir tur daha uyuyoruz ve sonra gün bize başlıyor :) 

Bu arada şunu da belirtmeden edemeyeceğim; eşim olmazsaydı bu kadar direnemez pes ederdim. Allah razı olsun ondan her konuda olduğu gibi bu konuda da çok yardımcı oldu. Gerçekten bu yola girdiğinizde eşinizin yanınızda olması çok önemliymiş bir kez daha böylece anladım... 

Bundan sonraki hedefimiz yatağına yatırıp masal okuyarak uyumasını sağlamak. En son aşama ise odasında biz olmadan uyuması. Ama onun için biraz daha büyümesi lazım :) Şimdilik uyurken odada bizim varlığımızı hissetmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum, daha çok küçük çünkü. 

Ben oğluma güvendim ve iç güdülerimi dinledim. Şu yöntem mi bu yöntem mi, aman dediklerine harfiyen yapayım, saati saatine uysun falan diye diretmedim açıkçası. Böylece hem benim istediğim oldu hem de oğluma cuk diye uydu bu şekil :) Ne diyelim darısı sizin başınıza. 

Selametle, 
Tuba 

İnstagram hesabım
https://www.instagram.com/tubiiik/